Çeviren: Seniha Akar
İlk Basım Tarihi: 1962
… Susila, Dugald’ın göğe dönük yüzündeki keyifli ifadeyi görmek için başını çevirecekken, birden duraksayıp yere baktı. Dugald artık yoktu; yalnızca bu acı, kesilip atılan bir organın düşlerde, Hatta algılarda sürüp giden acısını andıran bu duygu vardı. “ Bir organın kesilip atılması,” diye fısıldadı, “bir organın kesilip atılması…” Gözleri yaşla dolunca sustu. Bir organın yitmesi, kendine acıması için yeterli bir neden olmamalıydı; Dugald ölmüştü ama kuşlar yine güzeldi ve çocuklarının ve tüm öbür çocukların her zamanki gibi sevgiye, yardıma, eğitilmeye gereksinmeleri vardı. Onun yokluğu böyle sürekli duyuluyorsa, bunun bir nedeni olmalıydı. Bundan böyle ikisi için sevmesi,yaşaması, düşünmesi ve yalnızca kendi gözleri ve zihniyle değil, o kazadan önce karşılıklı bir zevk düşün paylaşımında kendi varlığıyla bütünleşen onun gözleri ve zihniyle algılayıp değerlendirmesi gerektiğini anımsatıyordu ona bu acı.
(Sayfa 34, 35)
=> Sayfa 101, 102 Pala’nın nasıl bu hale geldiği ,şanslı koşulları
=> Sayfa 112, Karşılıklı Evlat Edinme Kurumu
“… Karşılıklı evlat edinme, çocukları haksızlıklara ve ana baba yetersizliğinin doğuracağı kötü sonuçlara karşı güvence altına alır. Ama eğitimlerine, sorumluluk almalarına engel olmaz. Hatta çocukların yükümlülüklerini artırır; onları çeşitli sıkı düzenlerle karşı karşıya bırakır. Sizin yazgısal, kapalı ailelerinizde çocuklar, senin de belirttiğin gibi, değişmez ana babalardan oluşan gardiyanların gözetiminde uzun bir hükümlülük dönemi yaşar.Elbet, bu ana baba gardiyanlar iyi , akıllı bilge olabilirler. Bu durumda çocuklar pek yıpranmadan bu dönemi atlatabilirler. Ancak, aslında ana babaların çoğu iyi, akıllı ve bilge değildir. Genelikle iyi niyetli ama aptal ya da hem kötü niyetli , hem uçarı veya sinir hastası, dahas, bazen bütünüyle kötü ya da zırdelidirler. Yasalar, töreler ve dinsel gerçeklerle bunların insaflarına bırakılan genç hükümlülerin Tnrı yardımcısı olsun! Şimdi de büyük, açık gönüllü aileyi ele alalım. ne telefon kulübeleri ne değişmez gardiyanlar.Burada çocuklar toplumun işlevsel bir modeli içinde yetiştirilirler; büyüdüklerinde içinde yaşayacakları çevresel koşulların küçük boyutlu, ama gerçeğe uygun bir modeli. ‘Kutsanmış’, ‘sağlıklı’, ‘bütün’ – aynı kökten türetilmiş, aynı anlamın ayrı çağrışımlarını ileten sözcükler. Etimolojik olarak ve gerçekte bizim ailemiz, yani geniş, gönüllü aile, kutsanmış hakiki ailedir. Sizinkininse hiçbir kutsal yanı yok.”
(Sayfa 115)
“Hiç umutsuzluğa kapıldığınız olmaz mı? diye sordu.
Doktor McPhail başını salladı. “ umudumuzu yitirmeyiz,” dedi, ”çünkü her şeyin tarih boyunca olduğu kadar kötü olması gerekmediğini biliyoruz.”
“ Aslında çok daha iyi olabileceğini biliyoruz,” diye ekledi Susila. “Biliyoruz çünkü burada ve bu anda, bu garip küçük adada şimdiden her şey daha iyi.”
“ Ancak biz mi sizleri bizi izlemeye kandıracağız yoksa sizin dünya çapında maymunlar cehenneminizde kendi küçücük insanlık vahamızı korumayı başarabilecek miyiz? Ne yazık ki bunu,” dedi Doktor MacPhail, “bunu ben de bilemiyorum. bu günün koşullarında büyük bir kapılmamak elde değil. Ama umutsuzluk, kökten umutsuzluk – bunu onaylamak imkansız.”
(Sayfa 147)
“… Ancak bu müthiş çılgınlıkta direnmenin ödülü ne kadar büyüktür! Elbet direnire aklı elden bırakamazsınız. Aptal deliler hiçbir yere varamazlar.; yalnızca bilgili ve akıllı kişiler delilikten bilgeliğe vararak iyi sonuçlar alırlar. “
(Sayfa 161)
=> Sayfa 180, yiyeceklerle ilgili kısım
Örümcekler nasıl sinek tuzakları yapmadan edemezlerse, insan da simgeler yaratmadan duramazlar. İnsan beyni bunun için yaratılmıştır – karmaşık yaşam deneylerini düzenli simgelere dönüştürmek için. Zaman zaman simgeler yaşam deneyiminin ardındaki dış gerçekleri oldukça iyi yansıtırlar.; işte bundan bilim ve sağduyu oluşur. Bazen de simgelerle dış gerçek arasında en ufak bir benzerlik olmaz; bundan da paranoya ve çılgınlık doğar. Genellikle gerçekle yanılsama birbirine karışır; bu da dini oluşturur.
(Sayfa 222)
“… Uzaklık,” diye ekledi, “bu resimde uzaklık gerçeğinin ne büyük bir ustalıkla dile getirildiğine dikkat et, peyzajları en gerçek dini resimler saymamızın bir nedeni de bu.”
“ Uzaklık, derinlik, görünüme gizem, büyü katığı için mi?”
“Hayır, gerçeklik gerçeklik kattığı için.Uzaklık, bize evrende insanoğlundan başka şeylerde olduğunu anımsatır; insanların bile göründüklerinden çok daha derinlikli olduklarını anımsatır. Zihnimizde, bu resimde görülen geniş alanlar kadar büyük boşluklar olduğunu anlatır.”
(Sayfa 227)
“yine de bazı şeyleri göze alabilmeli, bir yerden başlamalıyız. Neyse ki kimse ölümsüz değil. Sömürüye, zorbalığa,hınca koşullanmış kişiler bir gün gelip ölecek. Evet, onlar ölecek ve iyiliğe koşullanmış kadın ve erkekler alacak yerlerini. Bizde bu iş böyle oldu, sizde de olabilir.”
(Sayfa 237)
=> Sayfa 254, 255 zamanın çarpıtılması.